Uyumsuz Hayal Kurma: Sessiz Bir Kaçış Dünyası
Psikoterapist Muhammed Çelik
Son dönemde bazı ebeveynlerden ve gençlerden şu cümleyi çok sık duyar oldum: “Çocuğum saatlerce kulaklık takıp phonk ya da benzeri müzik türlerini dinliyor, odasından çıkmıyor.” İlk bakışta bu sadece bir müzik zevki gibi görünebilir. Oysa bazı durumlarda bu davranış, “uyumsuz hayal kurma” olarak adlandırılan bir tabloya işaret ediyor olabilir.
Literatürde Maladaptive Daydreaming adıyla geçen uyumsuz hayal kurma, kişinin gerçek hayattaki sorumluluklarını yerine getirmesini engelleyecek düzeyde, yoğun ve uzun süreli hayallere dalmasıdır. Sosyal fobisi olan bazı bireyler, bu hayalleri bir baş etme mekanizması olarak kullanır. Hatta sosyal fobi, uyumsuz hayal kurmaya yol açabileceği gibi; tersi de mümkündür: Kişi bu hayallere sığınarak sosyalleşmekten uzaklaştıkça sosyal fobisi derinleşebilir.
Özellikle yalnızlık hissi yüksek, kişiler arası iletişimde zorluk yaşayan bireyler bu döngüye daha yatkın görünür. Bir bakıma bu hayaller, gerçek dünyanın streslerinden kaçış için yaratılan bir “özel sinema salonu” gibidir. Ancak, günlük yaşam sorumluluklarını aksatmaya başladığında işte o noktada “uyumsuz” sıfatını alır.
Peki belirtiler neler?
Uyumsuz hayal kuran kişiler genellikle saatlerce süren, adeta bir film senaryosu gibi kurgulanmış hayaller kurarlar. Bu hayalleri sürdürme isteği çoğu zaman karşı konulmazdır. Hayal kurarken jest ve mimik kullanmak, hatta kimi zaman fısıldamak veya konuşmak olağandır. Müziğin, bir sahnenin veya bir konuşmanın tetiklemesiyle hayal dünyasına bir anda geçiş yapabilirler. Bu durum sıklıkla günlük sorumluluklardan kopmayı, ders veya işlerde geri kalmayı beraberinde getirir.
Gerçek hayata dönmek ise çoğu zaman zordur. Kişi hayal kurduğunun farkındadır ama kopmak istemez. Gece uykuya dalmakta güçlük çekmek, uzun hayal seanslarının ardından ertelenen işler yüzünden pişmanlık duymak da sık görülen şikayetlerdendir.
Bu tabloyu yaşayan bireylerin çoğu kendilerine kızar veya bunu sadece “hayalperestlik” olarak küçümser. Oysa uyumsuz hayal kurma, profesyonel destekle yönetilebilecek bir durumdur. Öncelikle bir ruh sağlığı uzmanına başvurmak, altta yatan sosyal fobi veya depresyon gibi durumların değerlendirilmesini sağlar.
Özetle, müzik, hayal kurmak ya da iç dünyaya dönmek başlı başına kötü değildir; hatta birçok insan için yaratıcılığı besler. Ancak günlük sorumluluklarınız, ilişkileriniz ve uykunuz bu hayaller yüzünden aksıyorsa, bu sinyali ciddiye almak gerekir. Bilgi, farkındalık ve destekle, hayallerinizi “uyumsuz” olmaktan çıkarıp sağlıklı bir yaşamın parçası haline getirmek mümkündür.