Sonbahar Okullar ve Hastalıklar
Uzm. Dr. Mesut Engin
Okullar açıldı.
Sonbahar geldi.
Ve ne yazık ki aynı tablo tekrar kapımızda: öksüren çocuklar, ateşle yatan öğrenciler, burnu tıkanan minikler.
Ama bu yıl farklı bir misafirimiz var.
Covid’in yeni varyantı: Nimbus.
Son günlerde en sık gördüğümüz etkenlerden biri.
Ve özellikle bir şikâyeti öne çıkarıyor: şiddetli boğaz ağrısı.
Sanki yutkunurken cam kırıkları yutuyormuş gibi… Çocuklar konuşurken zorlanıyor, yemek yemek istemiyor, suyu bile güçlükle içiyor.
Nimbus’un yanında parainfluenza da sık. O daha çok öksürük ve halsizlikle geliyor.
Strep A (beta) ise boğazı ateş gibi yakıyor, kırmızı ve şiş.
Kısacası sonbahar, adeta virüslerin bayramı.
Peki anne babalar ne yapmalı?
Her ateşte paniklemek doğru değil.
Ama her ateşi “grip, geçer” diye küçümsemek de yanlış.
Doğru denge burada başlıyor.
Evde yapılabilecekler basit:
Bol sıvı.
İyi uyku.
Serum fizyolojik ile burun temizliği.
Hafif yiyecekler, sık sık küçük öğünler.
Ve en önemlisi: gereksiz ilaçlardan uzak durmak. Özellikle antibiyotikler, doktor önerisi olmadan verilmemeli.
Ama bazı işaretler var ki beklemek tehlikeli olabilir.
3 günden uzun süren ateş.
Çocuğun nefes almakta zorlanması.
Beslenememesi, sıvı alamaması.
Küçük bebeklerin emmeyi reddetmesi.
Veya genel durumda bariz bir düşüş, halsizlik, morarma.
Bu belirtilerde zaman kaybetmeden doktora başvurmak şart.
Unutmayalım: her boğaz ağrısı Nimbus değil, ama bu günlerde gördüğümüz vakaların önemli bir kısmı ondan.
Tanıyı doğru koymak için testler çok değerli.
Böylece hem gereksiz ilaçlardan kaçınıyoruz, hem de doğru tedaviye hızlıca başlıyoruz.
Sonbahar böyle geçiyor…
Anne babalara düşen en büyük görev: panik yapmadan, ama dikkatle çocuklarını gözlemek.
Bir yandan bol sıvı, dinlenme, temiz hava; bir yandan gerektiğinde hızlıca hekime başvurmak.
Çünkü çocuklarımızın sağlığı, bu küçük ayrıntılarda saklı.
Ve biz biliyoruz: doğru zamanda doğru adım, koca bir hastalığın seyrini değiştirebilir.