YA DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞE

Malum bir kısım muhalif yazar çizer, gelen Şehitlerin iktidar aleyhine istedikleri etkiyi göstermemesi üzerine, basın özgürlüğü kılıfı altında, şehit yakınlarına ve milletimize hakaretler etmeye başladılar.

Milletimiz de bunların sosyal medya sayfalarına girerek anladıkları dilden, anlattıkları dilden cevaplarını verdi.

Birde konuya biz değinelim dedik. Gelen şehitlerden sonra milletimizden beklentileri "Bu şehitlerin vebali Tayyib'in boynunadır. Görevinizi yapmadınız. Evlatlarımızı korumadınız. Karda, kışta, yaban ellerde, terörün insafına teslim ettiniz" diyerek, iktidara tepki göstermesi idi. Aksine milletimiz, teröristler ile iş birliği yapan, teröristin elini öpen, teröriste selam yollayanları hedef alınca kudurdular. Neymiş Türk Milleti "Filistin şehitleri için bağırmışlar ama bizim şehitlerimiz için yürümemişler" halbuki o yürüyüşe katılanların tamamı yürüyüşte ve mitingde "PKK Terör örgütüne lanetler" yağdırırken, işbirlikçilerine beddualar ederken bunlar da "Daha fazla şehit gelsin de şu iktidar bir gitsin" diye inandıkları tanrılarına dua ediyordu. TSK kimyasal silah kullanıyor iftirası atanlarla fotoğraflar çektiriyordu. Öyle ki; 12 şehidi duyunca bot hesaplardan TSK Şehitleri saklıyor, 100'ün üzerinde şehit var şeklinde ki alçakça paylaşımları ile milletimizi kışkırtmaya çalışıyorlardı. Ama olmadı, başaramadılar, başaramayacaklar.

Burada İçişleri ve Adalet Bakanına düşen bir görevi de hatırlatmak isterim. Sayın Cumhurbaşkanımız ne dedi; "Terörü ve teröristi öven, terörist muamelesi görecektir." Peki gördüler mi? Sokaktaki vatandaşı yakalamak kolay, basın özgürlüğü adı altında milletimize "Şerefsizler, hainler, alçaklar" diyen Altaylı ‘ya ve şehidimizin babasına "Sen kimsin" diyerek hakaret etmeye başlayan Can'a ne yaptınız? Milletimizi ve şehit yakınlarını tahkir edenlerle ilgili hangi yaptırımda bulundunuz? İnşallah bulunursunuz.

Bir de gelen şehitlerimizle ilgili zafiyet var mı? Yok mu? Meselesi var. Üs bölgemizin koordinatlarını ABD'nin verdiği, ABD'nin silahlar ile donattığı, silah eğitimi verdiği bir örgütün sisli bir havada saldırması kadar doğal bir şey yoktur, bu normaldir, siz tedbirinizi bunları bilerek alacaksınız. Dolayısıyla istemeden de olsa bir zafiyet söz konusudur. Saldırının hedefi ülkemizin gündemini İsrail’den ve Filistin'den uzaklaştırarak, Dünya da istedikleri gibi at koşturmaktı. "Türkiye’de; Irak’ta sivil hedefleri bombalıyor" algısı oluşturmaktı. Nitekim İsrail medyası hemen ertesi günü manşetine bu haberlerle çıktı, fakat hiçbirisi askerlerimizin şehit olduğu gece çöken, zifiri karanlık ve sis'in dağılacağını hesap edemedi. Sis dağıldığında görüldü ki, Türk Ordusu, ordumuz PKK, PYD ve ABD'nin ne kadar iş birliği yaptıkları tesis, depo, petrol rafinerisi varsa orayı vurmuş. Tüm Dünya'ya da Siha'larının kamerasından canlı yayınla izletmişti yani Katil İsrail gibi sivilleri değil, hedefleri bombalamıştı.

Gelinen nokta da daha fazla tedbir alınacağı kanaati taşıyorum, devletimizin hem içeride ki hem de dışarıda ki düşmanlarımıza karşı her zamankinden daha farklı tedbirler alacağı kanaati taşıyoruz.

ALLAH yar ve yardımcıları olsun. Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leş'e ALLAH Adalet versin.