USD 32,37
EUR 34,95
ALTIN 2.325,57
BIST100 9.080
İHBAR hattı 0552 642 79 79

Türk iş dünyası maaşlara yüksek zam yapabilecek güçte

Sabit gelirlilerin Ocak 2022'de aldığı maaş zamları yükselen enflasyonla beraber erirken Temmuz ayında ara zam beklentisi arttı.

Türk iş dünyası maaşlara yüksek zam yapabilecek güçte
22 Haziran 2022 | 14:59
Son Güncelleme:

Sabit gelirlilerin Ocak 2022'de aldığı maaş zamları yükselen enflasyonla beraber erirken Temmuz ayında ara zam beklentisi arttı. Hükümet asgari ücret, memur ve emekliler için çalışma yaparken son tablo Türk iş dünyasının da yükselen enflasyonu karşılayabilecek ücret zamlarını hayata geçirebileceğini ve sabit gelirliyi rahatlatabileceğini gösteriyor.

Hükümet, asgari ücret başta yükselen enflasyona karşı çalışanlara ilave zam artışı için ek bütçe çalışmalarını sürdürdüğü, kamudaki hazırlığa karşılık özel sektörün de Temmuz ara zammı için kolları sıvadığı, bazı işverenlerin ise daha şimdiden maaşlara zamları planladığı gözleniyor.

Kamu ve özel sektörde 2022 yılı ilk 6 aylık diliminde gerçekleşen yüzde 40’lık enflasyona göre çalışmaların yapıldığı ve yapılacak ara zammıyla birlikte asgari ücretin net 6 bin lira seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor. Hükümetin iş dünyasının çalışanına ödeyeceği asgari ücrete prim ve diğer katkılarla destek vereceği gelen haberler arasında yer alıyor.

Enflasyondaki artışla eriyen sabit gelirlilerin maaşlarına yılın ikinci 6 ayı için Temmuz’da yapılması planlanan zam oranları tartışılırken gerçekleşen tablolar, Türk iş dünyasının yükselen enflasyonu karşılayabilecek ücret zamlarını hayata geçirebileceğini ve sabit gelirliyi rahatlatabileceğini gösteriyor.
Hükümet bütçede Temmuz’da yapılacak ilave ücret ve maaş zamlarını tedarik edecek miktarın bulunduğunu belirtirken şirketlerin 2021’de ortalama yüzde 130’lara varan net kârlarının yanında enflasyonun katkısıyla 2022’nin ilk 5 ayında da ciddi kârlar elde ettikleri, asgari ücret ve üstündeki maaşlara verilecek zamları zorlanmadan karşılayabilecekleri görülüyor.

İSO 500 KATLAMALI KÂR ETTİ

Performansına ilişkin temel göstergelerin yer aldığı tabloya bakıldığında, İstanbul Sanayi Odası (İSO) 500’ün kârlarının yüksek oranlarda arttığı görülüyor

2021’de faaliyet kârı yüzde 139 oranında artarak 143 milyar liradan 342 milyar liraya çıkan İSO 500 şirketleri benzer şekilde faiz, amortisman ve vergi öncesi kârı (FAVÖK) da yüzde 120’ye yakın bir artışla 185 milyar liradan 405 milyar liraya yükseldi. Vergi öncesi kâr ve zarar toplamı ise yüzde 137 artarak 92,5 milyar liradan 219 milyar liraya yükseldi. Bu gelişme satış kârlılığını 2,5 puan artışla yüzde 9,5’e taşıdı.

İSO 500’de kârlılıkta faaliyet kârlılığındaki iyileşmenin yanı sıra özellikle net kambiyo kârlarının etkisiyle üretim faaliyeti dışı gelirlerdeki artışın kârlılığa pozitif katkı yapmış olduğu gözüküyor. 2021 yılında İSO 500’ün diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kârları 579 milyar lira iken, gider ve zararları 482 milyar lira olarak gerçekleşti. Bu iki rakam arasındaki fark alındığında, İSO 500’ün 97 milyar liralık üretim faaliyeti dışı net gelir elde ettiği görülüyor.

İSO 500’ün finansman giderleri Türk lirasındaki değer kaybı, enflasyondaki artış ve faiz oranlarındaki yükselişin etkisiyle yüzde 135 oranında artarak 89 milyar liradan 209 milyar liraya çıktı. Aynı yılda faaliyet kârındaki artış yüzde 139 ile daha yüksek gerçekleşti. Böylece finansman giderlerinin faaliyet kârına oranı hafif düşüşe rağmen son yıllarda olduğu gibi yüzde 60’ın üzerinde kaldı.

AKTİFLER TOPLAMI YÜZDE 65,4 BÜYÜDÜ

Veriler 2021 yılında İSO 500’ün aktif toplamının yüzde 65,4 artarak 1,3 trilyon liradan 2,1 trilyon liraya yükseldiğini gösteriyor. Bilançonun kaynak yapısındaki değişimleri ele alındığında aktiflerdeki büyümenin özkaynaklardan çok borçlanma yoluyla finanse edildiği görülüyor. Fakat özel sektördeki kârlılığın yanında borçluluk da yükseliyor. 2021’de özkaynaklar 407 milyar liradan 624 milyar liraya yükselerek yüzde 53 artarken toplam borçlar 881 milyar liradan 1,5 trilyon liraya çıkarak yüzde 71 büyüdü.

Sanayicinin borç/özkaynak ilişkisini ortaya koyan bu tablo, son yıllarda kaynak yapısının özkaynaklar aleyhine bozulduğunu gösteriyor. 2015 yılında ilk kez yüzde 60’ların üzerine çıkan borçların payı, 2019 ve 2020 yıllarında yüzde 68,4’e kadar yükselmişti.

2021’de ise toplam borçların payı 2,3 puan daha artarak ilk kez yüzde 70 sınırını aştı ve böylece özkaynakların payı yüzde 29,3’e geriledi. Böylece toplam kaynaklar içerisinde borçlar şimdiye kadarki en yüksek, özkaynaklar ise en düşük payı aldı.

Borçların alt kalemleri incelendiğinde, mali borçlar yüzde 59 artışla 500 milyar liradan 796 milyar liraya çıktı. Diğer borçlar da 382 milyar liradan 711 milyar liraya yükselerek yüzde 86,5 artış gösterdi. 2020’den farklı olarak 2021’de diğer borçlar mali borçların oldukça üzerinde büyüdü. Mali borçlara göre daha yüksek artış gösteren diğer borçlar içerisinde ise kısa vadeli borçların payı yüzde 87 ile yüksek seviyesini korudu.

KÂRLILIK MAAŞLARA DÜŞÜK YANSIYOR

2021 yılında İstanbul Sanayi Odası (İSO 500) şirketlerinin FAVÖK büyüklüğü ile Türkiye’de diğer şirketlerin toplam kârlılık ağırlığına bakıldığında birçok sektörde çalışan firmaların pozitif alanda yani kârlılığını sürdürdüğü görülüyor.

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi altında işlem gören şirketlerin net kârı, 9 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 135,9 artarak 145,7 milyar liraya yükseldi. Böylece 2020 Ocak-Eylül döneminde 61,7 milyar lira olan şirketlerin toplam net kârı, 2021’in aynı döneminde 145 milyar 748,3 milyon liraya çıktı. BIST 100 endeksi altında işlem gören ve bilanço açıklama dönemi kapsamında ilk yarı finansal sonuçlarını paylaşan 97 şirketten 90'ı net kâr elde etti, 7'si ise zarar yazdı. Söz konusu şirketlerden en fazla net kâr elde eden ise 10,8 milyar lirayla Ereğli Demir ve Çelik oldu.

İSO ve Borsa İstanbul şirketlerinin yanında KOBİ üstü ve altı firmaların önemli kısmının yılı kârlılıkla kapattığı gözleniyor. İş dünyasına bakıldığında çalışan ücret zamlarının yüzde 26’da kaldığı, maaşların oluşan net katma değerdeki payının ise yüzde 52’den yüzde 32’ye gerilediği gözleniyor.

Yine Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) resmi verileri, çalışanların gelir itibariyle fakirleştiğini, sermaye tarafının ise giderek kazancını artırdığını belgeliyor. Geçen yıla nazaran özellikle 2022 itibariyle yapılan ortalama yüzde 40’lık ücret ve maaş zamlarının yılın ilk 5 ayında tamamen eridiği, sabit gelirlinin yüksek fiyat artışları karşısında tabii ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale geldiği ortaya çıkıyor.

IMF: DAR GELİRLİYİ KORUYUN

Uluslararası Para Fonu da (IMF) geçtiğimiz günler ülkelere dar gelirlilerin korunması gerektiğine dair uyarı yayınlamıştı.

IMF söz konusu raporda, gıda güvenliğinin giderek zorlaştığı dünyada uygun fiyatla temel gıda maddelerine erişimin sağlanması gerektiğini, hükümetlerin vergi indirimleri veya devlet yardımları yerine, sabit ve dar gelirli kesimlere direkt olarak nakit desteği sağlanmasını önermişti. Enflasyonla artan fiyatları çeşitli sübvansiyonlarla baskılamasının yanlış olduğunu ve bütçe performanslarının bozulacağı uyarısı yapan IMF raporunda, “Ülkeler artan fiyatları düşürmeye çalışmasın. Hükümetler enflasyonist ortamda fazla kâr eden firmaları kalıcı olarak vergilendirip söz konusu geliri sosyal gelir dengesini korumak için kullansın. Bu aynı zamanda devletler için de önemli bir vergi kaynağı olacak” ifadelerini kullanmıştı.

Türk Hükümeti de yılın ilk çeyreğinden itibaren yükselen fiyat artışlarıyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Son aylarda ek bütçe çalışmasını gündemine alan hükümet asgari ücret ve üstü maaş alan çalışanları fiyat artışlarına karşı korumak için yoğun çaba gösteriyor. Hükümet 2003 ve 2016 yıllarında geçici bütçeler hazırlamasına karşılık ilk defa bir ek bütçe için çalışmalar yaptığına dair haberler alınıyor.

Yapılan hesaplamalara göre de, vatandaşın enflasyona ezdirilmemesi için Temmuz’daki maaşlara yapılacak ara zammın yüzde 50’lerden aşağı olmaması gerektiği ortaya çıkıyor. Yükselen enflasyona karşı hükümetin başlattığı asgari ücret başta çalışanlara ilave zam artışı için ek bütçe çalışmalarıyla yeni asgari ücretin net 6 bin lira seviyesinde oluşacağı öngörülüyor.

Kamuoyunda tartışılmasına ve bu alanda çalışmaların yoğunlaşmasına rağmen asgari ücretin nasıl ve ne miktarda artırılacağına dair bir bilgi bulunmuyor. En fazla üzerinde durulan konu, yıllık enflasyon farkının asgari ücrete yansıtılacağı yönünde belirginleşiyor.

Buna göre, Ocak – Mayıs enflasyonu yüzde 35,64 gerçekleşti. TCMB’nin beklenti anketinde Haziran ayı enflasyonu aylık yüzde 3,77 çıktı. Böylece ilk 6 aylık enflasyon artışı yüzde 40,75 olarak tahmin edilirse yıllık enflasyon da yüzde 76,60’a ulaşacak. Böylece 6 aylık enflasyon formülü uygulanırsa net asgari ücret yüzde 40,75 artışla 4.253 liradan 5.986 liraya çıkmış olacak. Asgari ücret üzerindeki yaklaşık 800 liralık prim maliyeti de Hazine’den karşılanacak.

Ancak asgari ücrette bu düzeyde bir artış yapılabilmesi ve 1 Temmuz’dan itibaren yürürlüğe girebilmesi için Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun bu ay toplanması gerekiyor. Fakat ücret artışının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) primi ve işsizlik sigortası priminin kesilmemesi yoluyla yapılacağı yönünde olacağını söyleyenler de bulunuyor.

HÜKÜMET CEPHESİ NE DİYOR

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin yeni asgari ücretle ilgili “Temmuz ayında emekçilerin karşılaştıkları enflasyon farkına karşı düzenlemelerin hazırlığını yaptığımızı belirtmek isterim” açıklaması dikkat çekmişti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Jülide Sarıeroğlu da asgari ücrete zam hakkında, “Bu konu yasal düzenleme ile belirlenmiş hususlar, nasıl toplanacağı belirlenmiş. Bu konuyla alakalı değişik bir durum olursa Çalışma Bakanımız tarafından kamuoyu ile paylaşılır” ifadelerini kullanmıştı.

Daha sonra AK Parti Sözcüsü Numan Kurtulmuş ise “Asgari ücrette ikinci zam üzerinde çalışılıyor. Bunları bakanlık kamuoyuna paylaşacaktır. Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan paylaşacak” demişti.

6 Haziran Pazartesi günü gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, "Temmuz ayındaki enflasyon farkı artışlarıyla ücretlileri biraz daha rahatlatacağız. Yılbaşında tüm çalışanların durumlarını gözden geçirerek herkesin hakkını almasını temin edeceğiz. Sosyal yardım şemsiyemizi genişleterek hiçbir vatandaşımızın mağduriyetine izin vermeyeceğiz” bilgisini vermişti.

AK Parti kurmayları ise Temmuz ayında asgari ücrete ara zam yapılması halinde Aralık ayında tek seferde yüksek montanlı zam ihtiyacının kalmayacağını belirterek Temmuz ayındaki zam artışına sıcak bakıyor.

KAYNAK: ANALİZ