Suyumuzu Korumak Vatanımızı Korumaktır.

"Özellikle Türkiye Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Projesi ile birlikte ülkemiz için son derece kritik bir kaynak temin edilmiş bulunmaktadır. Bu kapsamda sağlanan 600 milyon dolarlık yatırım, yalnızca bir finansman kaynağı değil; aynı zamanda halkımızın güvenliğini artırmaya, doğal afet risklerini azaltmaya ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemeye yönelik atılmış çok önemli bir adımdır. Bu kaynak sayesinde ülkemizin dört bir yanında modern taşkın kontrol tesisleri inşa edilecek, dere yatakları ve su havzaları düzenlenecek, yeni teknolojiler kullanılarak taşkın ve kuraklığa karşı önleyici tedbirler geliştirilecektir. Böylelikle hem can ve mal kayıplarının önüne geçilecek hem de gelecekte yaşanabilecek felaketlerin etkisi en aza indirilecektir.

Bizler, gelecek nesillere yalnızca güvenli yaşam alanları bırakmakla değil, aynı zamanda doğal afetlere karşı dayanıklı, sürdürülebilir bir Türkiye inşa etmekle de yükümlüyüz. Su, artık sadece günlük hayatın bir parçası olarak görülmemeli; tarımdan sanayiye, enerjiden ekolojik dengeye kadar her alanda ülkemizin stratejik gücünü belirleyen bir unsur olarak değerlendirilmelidir. Bu bakımdan, suyun değerinin toplumun her kesimine anlatılması, özellikle genç nesillere aktarılması ve bu konuda bir bilinç ortamının oluşturulması hayati bir zorunluluktur.

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, küresel iklim değişikliği su kaynaklarını tehdit etmekte, taşkın ve kuraklık gibi riskleri artırmaktadır. İşte bu nedenle, yürüttüğümüz çalışmalar sadece bugünün sorunlarına çözüm üretmekle kalmamakta; aynı zamanda yarının Türkiye’sini daha dirençli, daha hazırlıklı ve daha güçlü hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bizim görevimiz, suyun yalnızca bir doğal varlık değil, aynı zamanda ulusal güvenlik ve kalkınma açısından stratejik bir kaynak olduğunun bilinciyle hareket etmektir. Gelecek kuşaklara bırakacağımız en değerli miras, işte bu bilinçle inşa edilmiş, suyu doğru yöneten, afetlere karşı hazırlıklı bir Türkiye olacaktır."