USD 32,34
EUR 34,81
ALTIN 2.393,53
BIST100 10.277
İHBAR hattı 0552 642 79 79

Oruca engel hastalıklar: Şeker, tansiyon, kalp hastaları oruç tutabilir mi?

11 Mart'ta başlayacak olan Ramazan ayına ilişkin merak edilen bir konu da oruç yükümlülüğü oldu. Hastalığı olanlar ve ilaç kullananlar oruç tutup tutamayacaklarından emin olmak istiyor. Bu kapsamda ülkemizde en sık rastlanan şeker, kalp, tansiyon hastaları oruç tutabilir mi merak ediliyor. Peki Şeker, tansiyon, kalp hastaları oruç tutabilir mi? Detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz...

Oruca engel hastalıklar: Şeker, tansiyon, kalp hastaları oruç tutabilir mi?
09 Mart 2024 | 10:45
Son Güncelleme:

Oruca engel olan hastalıklar

Kalp ve damar

Diyabet

Hipertansiyon

Kronik hastalıklar

Aşırı zayıflık

Yeni ameliyatlılar

Kemoterapi gören kanser hastaları, oruç tutmamalı ya da doktor kontörlünde tutmalıdır.

İslâm âlimleri bu âyet-i kerîme ve ilgili hadislere dayanarak Ramazan orucunu tutmamayı mübah kılan mazeretleri şöylece sıralamışlardır:

a) Yolculuk: Ramazan’da sefer mesafesi (en az doksan km) kadar bir yere gitmek için yola çıkacak olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir. Fakat niyet ettikten sonra gündüz yolculuğa çıksa bu yolculuk esnasında meşru başka bir mazereti bulunmazsa orucunu bozmamalıdır. Başlanan bir ibadetin mazeret yoksa tamamlanması gerekir. Buna rağmen sefer bir mazeret olduğu için orucunu seferîliği başladıktan sonra bozarsa kendisine keffâret gerekmez, sadece kaza gerekir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/421-424).

b) Hastalık: Oruç tuttuğu zaman hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen ya da hastalığı sebebiyle oruç tutmakta zorlanan kişilerin daha sonra kaza etmek üzere Ramazan ayında oruç tutmamalarına ruhsat tanınmıştır. Oruç tutması hâlinde hasta olacağı doktor tarafından bildirilen kimse de hasta hükmündedir.

c) Yaşlılık: Oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, oruç tutmayıp yerine fidye verebilirler. Bakara sûresinin 184. âyetinde, bu şekilde olup da oruca güç yetiremeyenlerin, oruç tutmayıp fidye vermeleri gerektiği hükme bağlanmıştır. İyileşme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir.

d) İleri derecede açlık, susuzluk: Açlık veya susuzluk sebebi ile beden ve ruh sağlığının ciddi derecede zarar görmesi söz konusu olan kimse orucunu bozabilir. Sağlık şartlarının düzelmesi hâlinde bozulan oruç Ramazan’dan sonra kaza edilir. Böyle bir kimsenin orucuna devam etmesi ölümüne sebep olacak nitelikte ise orucunu açmaması yani oruca devam etmesi haram olur.

e) Zor ve meşakkatli işlerde çalışmak: Esas itibarıyla bir insanın ibadetlerini normal bir şekilde yapmasını engelleyecek zor ve ağır işlerde çalışması veya çalıştırılması doğru değildir. Ancak kişisel veya toplumsal zorunluluklar, bazılarının böyle işlerde çalışmalarını gerektirebilmektedir. Böyle durumda bulunan bir kişi, oruç tuttuğu takdirde sağlığına bir zarar gelmesinden korkuyorsa, orucunu tutmayabilir. Bu durumda olanlar, izin günlerinde veya müsait zamanlarda tutamadıkları oruçlarını kaza etmelidirler.

f) Gebe ve emzikli olmak: Oruç tuttuğu takdirde kendisinin veya çocuğunun zarar görmesi muhtemel olan gebe veya emzikli kadınlar da sağlık durumu oruç tutmak için elverişli olmayanlar arasında değerlendirilmiştir. Bu durumda olanlar da oruç tutmayabilirler. Hatta zarar görme ihtimali kuvvetli ise tutmamaları gerekir. Durumları normale döndüğünde tutamadıkları oruçları kaza ederler (Bkz. Sahnûn, el-Müdevvene, 1/278- 279; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/328; İbn Kudâme, el-Kâfî, 1/434; Kâsânî, Bedâî’, 2/97).

Ruhsata gerekçe olan hâl ortadan kalkınca tutulamayan oruçlar kaza edilir.

İyileşmesi mümkün olmayacak şekilde hasta olmak, ya da aşırı yaşlı bulunmak gibi oruç tutmaya sürekli bir engelin bulunması hâlinde tutulamayan her oruç için bir fidye verilir.