USD 32,27
EUR 35,07
ALTIN 2.466,52
BIST100 10.320
İHBAR hattı 0552 642 79 79

İhtiyaç avcılığı gönüllülük faaliyeti başlatır

SUBÜ Konuşmaları’nın 25’inci konuşmacısı olan Türk Kızılay Genel Müdürü ve Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Üyesi Dr. İbrahim Altan, gençlerin bulundukları yerlerde ihtiyaç avcılığı yaparak birçok insanın işin ucundan tutmasını sağlayabileceğini söyledi.

İhtiyaç avcılığı gönüllülük faaliyeti başlatır
17 Mart 2022 | 19:20
Son Güncelleme:

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 25’inci konuşmacısı Türk Kızılay Genel Müdürü ve Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Üyesi Dr. İbrahim Altan oldu. ‘İyilik Faaliyetlerinde Gönüllülük’ başlığıyla gerçekleştirilen söyleşinin moderatörlüğünü SUBÜ İletişim Koordinatörü Öğr. Gör. Halid Özgür üstlendi. Söyleşide Kızılay’ın faaliyetleri, gönüllü yapısının işleyişi, iyilik ve gönüllü olmanın önemi ve gönüllülük faaliyetlerinin ne şekilde yapılabileceği gibi konular üzerinde duruldu. Programda YouTube üzerinden gelen sorular da cevaplandırıldı. Altan, dileyen herkesin https://gonulluol.org adresi üzerinden Kızılay’da gönüllü olmak üzere başvuru yapabileceğini söyledi.

Bu iş sadece parayla yapılamaz

İnsanın yaptığı işe gönlünü katmasının işi çok güzel bir hale getireceğini vurgulayan Türk Kızılay Genel Müdürü Dr. İbrahim Altan, “Gönüllülüğü bir karşılık beklemeden, insanın kendi rızası ve isteğiyle bir iş yapması olarak belirtebiliriz. Gönüllü; topluma, memleketime, insanıma, çevreme, canlılara, evrene fayda için bunu yaptım diye genel bir karşılık bekleyebilir. Sevap bekliyorum diyerek de bir şeyi yapabilir. Kızılay 1868 yılında farklı milletlerden 4 kişi tarafından kuruldu. Ardından 1877 yılında Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti alınıyor. Oradaki bütün kurucu yapı da bu işi gönüllü olarak yapıyor. Şu anda bütün şubelerimizdeki yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri gönüllü olarak bu işleri gerçekleştiriyorlar. Herhangi bir karşılık almıyorlar. Aralarında benim de olduğum profesyonel kadrolar ise bir karşılık alıyor. Ancak biz de bulunduğumuz bu görevleri isteyerek kabul ettik. Sadece geçim kaygısıyla bu işi yapmak isteyenler deneyebilir ama zorlanır ve kısa süre içerisinde bırakıp gider. Ancak yapmış olduğum bu işle insanlara faydalı oluyorum, şu kadar insana destek verdim, bu kadar kişiyi felaketten kurtardım, felaket sonrasında bu kadar insanın barınmasına ve beslenmesine destek oldum duygusuna sahip olunmazsa bu işin yapılabilmesine imkân yok” diye konuştu.

Profesyonel yapılanma gerekli

Sivil toplum kuruluşlarının yapısının faaliyetleri arttıkça profesyonel kadrolara ihtiyaç duyulduğunu belirten Altan, “Gönüllülerin kendi işleri ve meslek hayatları oluyor. O nedenle gönüllülük faaliyetlerine ayırdıkları belirli bir zaman dilimi var. Bazı noktalarda ise uzmanlıklar yetmeyebiliyor. İşler büyüdükçe kurumsal hafızayı koruyacak, takip edecek ve devam ettirecek bir yapıya ihtiyaç duyuluyor. Hemen hemen tüm işleri profesyonel kadrolarla yapmak da doğru değil. Kuruluşun bütçesine uygun davranmak, profesyonel kadronun etrafını gönüllü destek grubuyla donatmak ve birisi çekilirse başkasının devam etmesi için bu desteği çoğaltmak gerekiyor. Gönüllülerle çalışan yapıların en büyük ihtiyacı bir gönüllü sisteminin varlığıdır. Bu Kızılay’da var. Kayıt olunuyor, ilgili eğitimler alınıyor ve çağrılar atanarak vazifeler yerine getiriliyor. Biz yapılan her gönüllü faaliyete bir puan koyuyoruz. Buna yönelik yıldızlar ve kartlar vererek gönüllüleri teşvik etmek ve çoluk çocuğuna anlatacağı hatıralar oluşturmasını sağlamaya çalışıyoruz.”

İyiliğin sonu elbet iyi oluyor

İnsanın kalbinin birisine temas ettiği, gözyaşına şahit olduğu, rahatsızlığını görüp yardımcı olduğu ve birisi kendisine sarıldığı zaman yumuşadığını söyleyen Altan, “İnsan oradan almış olduğu enerjiyle hep iyilik yapma ihtiyacını duyuyor. Biz iyi olduğumuz zaman yanımızdaki de iyi oluyor. Atalarımız, “üzüm üzüme baka baka kararır” diye boşuna dememişler. İyiliğin sonu elbet iyi olacaktır. Bu bir alışveriş gibi de düşünülmemelidir. “İyilik yap denize at, balık bilmezse halik bilir” sözünü unutmamak gerekir. Yaşlarımız ilerleyip tecrübelerimiz arttıkça olgunlaşıyoruz. Olayları ele alışımız değişiyor. Gönüllülük faaliyetlerinde de bazı insani duygular devreye girebiliyor. İşin doğrusu gözümü kapatırım vazifemi yaparım düşüncesinde olabilmektir. Mesela gençlerin bulundukları yerlerde ihtiyaç avcılığı yapabilmeleri önemlidir. İhtiyacı olanlara yardım etmek için bir plan yapmaları, zamanla bu planın eksikliklerini görerek işi geliştirmeleri ve arkadaşlarına anlatarak onlara rol model olmaları çoğu insanın bir işin ucundan tutmasını sağlayabilir” ifadelerini kullandı.

Konular: SUBÜ