USD 19,18
EUR 20,79
ALTIN 1.214,64
BIST100 4.813
İHBAR hattı 0552 642 79 79

BÜROKRATLAR, AKADEMİSYENLER! KOLTUK BU KADAR RAHAT MI?

İbrahim Bulut

İbrahim Bulut

17 Mart 2023 | 21:56

Türkiye doğal afetlerin, yaklaşan muhtemel büyük savaşların, ekonomik çalkantıların gölgesinde kritik bir seçime gidiyor…

Bunu söylemek, bir mazeret üretmek ya da “iktidar seçim kaybedecek” buna gerekçe bulmak için değil. Tam tersine bunca büyük yükün altında seçimlere giderken daha büyük mücadele verilmesi, daha büyük çaba ve azim gösterilmesi gerek demek.

Erdoğan’ın siyasi mücadelesi tüm zorluklarda, kritik zamanlarda şimdiye kadar alışkın olmadığımız tepkiler, çıkışlar verdiğinden dolayı zaten Türkiye’de hiçbir iktidarın yapamadığını gerçekleştirdi…

Zorluklar, aksilikler, engeller ve baskılar AK Partiyi güçlendiren ona direnç kazandıran panzehir oldu.

Şimdiye kadar AK Parti tüm kadrolarıyla güçlüklere göğüs gerdi. Liderine olan inancı kaybetmedi burası çok açık fakat muhalefetin kuru gürültüsü son zamanlarda bazılarını aşırı ürtükmüşe benziyor!

Kafalarda soru işareti bırakan durumlar, insanda şaşkınlığa sebep olan birtakım göstergeler var. En belirgin gösterge ise muhtemel “Aday Adayı Müracaatlarında azalma...” durumu.

Siyasetin sembollerle, göstergelerle, mesajlarla hatta algılarla işlediğini ve etkileşim gösterdiğini herkes biliyor, bunların önemini yeniden anlatmaya gerek yok.

Sakarya’daki bürokratların, akademisyenlerin aday adaylığında adeta yarışması, listeleri doldurması beklenirken şimdiye kadar beklenildiğinden daha az sayıda müracaatın yapılması, kişisel düşünceme göre inanılmaz derecede bir aymazlığı gösteriyor!

Tam da bu kritik seçim öncesi yaşanan rehavetin özellikle bürokrat ve akademisyen camiasındaki durumun ciddi bir sorguya çekilmesi gerektiği tarafındayım. “Erdoğan yine halleder, alır süpürür gider…” demek, en hafif tabirle kolaycılık, liderin arkasına saklanmak, kendine düşeni yerine getirmemek herkesin becerebileceği şeyler fakat bürokratlar ve akademisyenlerin böyle bir lükse sahip olması beklenemez bir rahatlık ve hatta sorumsuzluktur!

Bürokratlar, akademisyenler “Şimdi yoksanız ne zaman olacaksınız?” Bunları sizlere sormayacak mıyız?

“Yerimizden memnunuz” veya

“Garantimiz yerinde” mi diyorsunuz yoksa?

Peki…

Bu durumu “iyi niyetle” değerlendirip, sizlerin rehaveti ile açıklayalım. En iyi halde bile sorumsuzluk kendini ele veriyor adeta sırıtıyor. “Masanın öbür tarafından” bu duruma bir bakış atsak bu bürokratlar ve akademisyenlerin “AK Parti kaybedecek ben buradan sıvışayım…” mesajı ortaya çıkmaz mı?

Her iki halde “özrü kabahatinden büyük” bir pozisyonla karşı karşıyayız!

Tüm yük Erdoğan’da olurken, sizler düğüne (başarının doruğunda) doluşurken, görünür olma, pozisyon kapma yarışında birbirinizi adeta ezerken, cenazede (en kritik süreçte) ortalıktan tüyerken bu normal sayılacak öyle mi?

Siyaset sadece güzel zamanlarda güneşli havalarda yapılan bir şey olsa sizlere ne gerek var?

Erdoğan sürekli yağmurlu sisli puslu havalarda yürüdüğü için gerçek anlamda halkta gönüllerde yer yaptı. Aslında siz de haklısınız; sizler zorluklarla değil nimetlerle sınandınız ve siyasetin nimetler üzerinden ilerlediğini zannetmeye başladınız!

Eskiler “siyaset kelleyi koltuğa alma yeridir” demişti. Siz tecrübelerden çıkmış bu tür sözleri halen masal sanıyorsunuz. Oysa AK Partinin siyasi geçmişi bu ve benzeri sözleri doğrulayacak sayısız örneklerle dolu. Bunları söylemek için “yandaş” olmaya da gerek yok ayrıca…

Yakın dönem “Türk Siyasi Tarihine” göz ucuyla bakılması bile yeterli.

Yaşadığımız büyük felaketler bırakın herhangi bir hükümetin altından kalkmayı koskoca bir devletin altından kolay kolay kalkamayacağı felaketler. Bunu biz değil yabancı kaynaklar defalarca söyledi. Biliyoruz ki bu tür afetler maddi ve manevi bedeli çok yüksek şeyler.

Buna rağmen Cunhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere AK Parti, ülkeye halen güçlü bir umut ve ışık olabiliyorsa, bu zorluklarla mücadeleye alışkın, üstesinden gelebilme kabiliyet ve yetenekle açıklanabilir!

Bürokratlara ve Akademisyenlere tekrar hatırlatmayı kişisel olarak “vazifem” sayıyorum.

Aday adaylıkları sizi bekliyor…

Rahat koltuklarınızdan kalkın!

Burada göstereceğiniz samimiyet siyasette mutlaka hak etmesi gereken karşılığını bulur…

Elbette ve kesinlikle bu yola çıkarken herhangi bir sıralama için diretemez veya büyüklenemezsiniz. Hedefinizin samimiyetle ve vicdanen rahat bir ruh haliyle aday adayları içinde “sonunculuğu” evet sonunculuğu hedeflemek olmalıdır.

Meselenin asıl önemli, kıymetli ve paha biçilemez tarafı tam da burasıdır. Bir davaya, bir lidere inanmak ve yolunda “elinden geldiğinin en iyisini” vermek için yarışa girmektir, gerisi sizi bağlayan veya hedef olarak ufkunuzda belirecek “kolay hayatın ilk dönemeci” değildir asla olmamalıdır!

Orada olmalı, gür ve yüksek sesle “ben de geldim” diyebilmenizdir.

Siyasette güçlü olmak kadar güçlü görünmek önemli bir kuraldır. Birlik ve bütünlükten bahsetmeyi de sadece Erdoğan’a bırakmayın. Biraz da sizler buna inanın…

Zahmet olmayacaksa!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Tüm Yazılar