Sakarya’ya iz bıraktı
Sempozyumun birinci oturumunda, Faik Baysal’ın edebiyata bıraktığı güçlü izler, Sakarya’ya iz bırakan katkıları ve eserleri çeşitli yönleriyle ele alındı.
Yoğun Katılım
Akademisyenlerin, edebiyatçıların ve öğrencilerin yer aldığı programa, SAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özer Köseoğlu, SAÜ Türk Dili Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Yılmaz, SAÜ Türk Dili Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Serhat Demirel, Öğretim Görevlisi Dr. Ayşe Bengisu Akdağ, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Alpay Şirin, Faik Baysal’ın oğlu Emre Baysal, Şair ve Yazar Ercan Yılmaz katıldı.
“Manevi Mirasa Sahip Çıkacağız”
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Öğretim Görevlisi Dr. Ramazan Kandemir Enser, amaçlarının iki önemli Sakaryalı edebiyatçının manevi mirasına sahip çıkmak olduğunu belirterek, “Amacımız, verdikleri eserlerle Türk edebiyatına önemli katkılar yapan Faik Baysal ve Necati Mert’in manevi mirasına sahip çıkmak ve onları daha iyi anlayabilmek ve anlatabilmektir. Yaşadıkları dönemde de iyi bir dostlukları olan Faik Baysal ve Necati Mert, ulusal düzeydeki ünlerinin yanında Adapazarlı olmayı büyük bir mutluluk ve iftiharla dile getirmiş ve bunu eserlerine yansıtmışlardır” dedi.
“Onları Anlamak Sakarya’nın Ruhunu Anlamaktır”
SAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özer Köseoğlu, iki edebiyatçıyı anmanın aynı zamanda Sakarya’nın ruhunu anlamak olduğunu vurgulayarak, “Baktığımızda Faik Baysal, Adapazarı’nın sokaklarına, insanlarına, gündelik yaşamına bir romancı bir usta gözüyle bakan, yereli evrensel bir dil ile buluşturan çok önemli bir isimdi. Yine Necati Mert’te hikayeciliği ile benzer ama yine insan sıcaklığı, toplumsal duyarlılığı, yerel kültürü işleyen çok önemli bir isimdi” ifadelerini kullandı.
“Kültürümüze Kök Salmış Büyük İsimlerdir”
Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Alpay Şirin ise, “Faik Baysal, Sakarya’nın sokaklarını, insanlarını, ruhunu kendine has mizahı ve güçlü gözlem gücüyle edebiyata taşıyan usta bir kalem. Necati Mert ise şehrimizin sesini, dilini, çilesini ve umudunu her satırında yeniden kuran, Sakarya’ya adanmış bir ömür. Bu iki çınar, sadece kitap sayfalarına değil; bu şehrin belleğine, toplumun ortak duygusuna, kültürümüze kök salmış büyük isimlerdir” şeklinde konuştu.
“Babam Görseydi Dünyanın En Mutlu İnsanı Olurdu”
Programda konuşan Faik Baysal’ın oğlu Emre Baysal, “Bu sempozyumu babam görseydi, herhalde dünyanın en mutlu insanı olurdu. Çünkü onun hep istediği şey, bir sanatçının yaşarken kendisine verilen değeri ve sevgiyi görmesiydi. Ne yazık ki, babam bunları göremedi fakat ben oğlu olarak bu değeri görebiliyor ve hissedebiliyorum, bu yüzden de çok mutluyum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.