"Kuraklık sadece su kaynaklarını değil, yaşamı tehdit ediyor"
Prof. Dr. Gökoğlu, şöyle devam etti:
"Yukarıda Burdur Gölü, Eğirdir Gölü ve Doyran Göleti bunlarda su çekilmeleri var ve kuruma aşamasında gittikçe su kaynaklarımızı kaybediyoruz. Kuraklığın temel nedenleri arasında bilinçsiz su kullanımı ve iklim değişikliği var. Su, petrolden, her şeyden önemlidir. Su, insan vücudunun yüzde yetmişi, yetmiş sekizi su. Biz sudan oluştuk. Suyu korumamız lazım. Özellikle Avlan Gölü gibi alanlarda drenaj yapılarak toprak kazanılmaya çalışılması, suyun tahliye edilmesi gibi uygulamalar büyük problemlere yol açıyor. Diğer bir neden de iklimin kurak geçmesi. Eskisi kadar yağış düşmüyor. Bu kaynakları besleyen en önemli şeylerden bir tanesi kardır, kar da yağmaz oldu."
"Ormanlar kayboluyor, yağışlar toprağa ulaşamıyor"
Prof. Dr. Gökoğlu, ormanların azalmasının etkilerine dikkat çekerek, şu çözüm önerilerini sundu:
"Yağışların çoğu ya ani şekilde yağıyor ya da hiç yağmıyor. Zamanı geldiğinde içilebilecek bir suyu bulmada bile güçlük çekeceğiz. Ayrıca içindeki biyoloji çeşitlilik sınırlanıyor, alan iyice daralıyor. Bu daralma neticesinde suya bağlı yaşam yok olmaya başlıyor. Küresel iklim değişikliğinin etkilerinden biri. Bu yağışı tutmamız lazım. Ormanlar suyun toprak tarafından çekilmesini sağlıyor. Ancak ormanların kaybı nedeniyle yağışlar şiddetli bir şekilde toprağı aşındırıyor ve erozyona neden oluyor. Ormanlaşma çalışmaları acilen başlatılmalı."
"Yer altı suları bilinçsizce tüketiliyor"
Şehir merkezindeki inşaat projeleri de yer altı sularını tehdit ediyor. Antalya'nın Konyaaltı bölgesindeki bilinçsiz yapılaşmanın da su kaynaklarına büyük zarar verdiğine işaret eden Prof. Dr. Gökoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Konyaaltı'nda bir inşaat yapılıyordu. 6 ay 4 tane pompa Antalya şehrinin altını boşalttı. Daha sonra bir inşaat daha yapıldı. O inşaatta belki 3 ay şehrin altını boşaltmaya devam etti. 6 ay 4 tane pompanın çalıştığını hayal edin, 6 parmaklı, 8 parmaklı pompalardı bunlar. Şehrin altını biz boşalttık. Su en değerli şeydir. Bu kadar suyun çekilmesi, yer altındaki su seviyesi kodunun düşmesine neden. Bu nedenle; Antalya'nın içinde, özellikle Konyaaltı'ndaki su kaynakları kurudu. Bu çekilmeden, bu kuraklıktan olmadı. 6 ay boyunca şehrin altından suyun çekilip denize basılması nedeniyle oradan çıkan su çıkışları kurudu. Bu apayrı bir sorun. Su seviyesinin kodunun altına inip de bina yapmanın ne gereği vardı? Bu kadar süre izin verilmemeliydi. Bir an evvel su çekimini durdurmaları gerekiyordu. Bunu yapmadılar. Uzun süre su çekildi, şehrin altı boşaltıldı. Oysa su servettir, değerdir. İçilebilecek kalitede suydu o. Biz hemen onun yanındaki, üst tarafındaki obruğa dalışlar yapıyoruz. Obruğun suyu bile tamamen bitme aşamasına geldi."
"Bilinçsiz tarım kuraklığa neden oldu"
Uzun yıllardır yaban hayatı ve kuş gözlemciliği yapan Ömer Harpcı ise Antalya'nın Elmalı ilçesi sınırlarında yer alan, çeşitli kuş türlerine ve yaban hayatına ev sahipliği yapan Avlan Gölü'nün, son yıllarda iklim değişikliği ve bilinçsiz tarım uygulamaları nedeniyle kuraklıkla karşı karşıya kaldığını ifade etti.