Gazze’de İnsanlık Krizi Derinleşiyor: Açlık, Bombardıman ve Göç

Savaşın Tabloları: Ölüm, Açlık ve Yıkım
Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, 7 Ekim 2023'ten bu yana ölen Filistinlilerin sayısı 63.000–64.000’ı aşıyor. Bazı raporlar bu sayıyı 60.138 olarak bildiriyor; ölümlerin yarısını kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Açlık bir savaş yöntemi halini almış durumda: Ağustos ayında 185 kişi açlıktan yaşamını yitirirken, yalnızca son 24 saatte bu sayı 13’e ulaştı.

Kıtlık Resmen İlan Edildi
IPC verilerine göre Gazze’nin kuzeyinde kıtlık tespit edildi ve Deir el-Belah ile Khan Younis bölgelerinde de kıtlığın yayılması bekleniyor. Uluslararası Kızılhaç’ın bildirdiğine göre 470.000 kişi kitlesel açlıkla karşı karşıya, 2.1 milyon insanın tümü yüksek gıda güvensizliği yaşıyor.

Lojistik Çöküş: Yardım Etkisi Sınırlı
İsrail tarafından uygulanan ambargo nedeniyle Gazze’ye insani yardım girişi büyük ölçüde engelleniyor. Mart 2025 itibarıyla giriş tamamen durdurulmuş durumda. Kırsal alanlara havadan yardım paketleri bırakılmış olsa da, siviller bu yardım alanlarına ulaşmaya çalışırken bombalanmakta ve çok sayıda can kaybı yaşanmakta. Sağlık sistemi alarm veriyor: Çoğu hastane artık çalışamaz durumda, Rafah’taki saha hastanesi ise tek umut olarak öne çıkıyor.

Baskın, Bombardıman ve İstilâ
İsrail güçleri on binlerce askeri rezerve çağırarak Gazze Şehri’ne yönelik geniş kapsamlı operasyon başlattı. Özellikle Sadr City ve Zeitoun bölgeleri yoğun saldırı altında; bir günde 47 kişi öldürüldü, bazı saldırılarda çocuklar dahil aileler hedef alındı. Güvenli bölge ilan edilen al-Mawasi’de su almak isteyen çocuklardan beşi dahil 9 kişi hayatını kaybetti.

Uluslararası Tepkiler ve Hukuki Tartışmalar
Uluslararası çapta birçok akademisyen ve insan hakları kuruluşu, İsrail’in eylemlerini soykırım olarak değerlendiriyor. UNRWA Başkanı Philippe Lazzarini, Gazze’nin artık “uluslararası insani hukukun mezarlığı” haline geldiğini söylüyor. Belçika, yaşanan insani ihlaller nedeniyle Filistin’i tanıma kararı alırken aynı zamanda İsrail’e yönelik yaptırımları da gündemine taşıdı.

Çevresel ve Uzun Vadeli Hasar
Savaşın çevresel etkisi de dramatik: milyonlarca ton moloz, yıkılan binalar, tehlikeli atıklar ve beyaz fosfor kullanımının izleri geleceğe yönelik tehlike arz ediyor.