Ekranın Ötesindeki Tehdit: Siber Zorbalık ve Sessiz Çocuklar

Uzm. Dr. Mesut Engin doktormesut@hotmail.com

Bir anne babanın en büyük yanılgısı, çocuğunun evde olduğu sürece güvende olduğunu düşünmesidir.
Oysa ki günümüzün en yıkıcı zorbalıkları, okul bahçelerinde değil; odanın köşesindeki bir ekranda yaşanıyor. Üstelik görünmez, sessiz ve çoğu zaman geç fark ediliyor.


Siber zorbalık; bir çocuğun dijital ortamda tehdit edilmesi, dışlanması, küçük düşürülmesi ya da alay edilmesi demektir.
Bu öyle bir zorbalıktır ki fail çoğu zaman tanınmaz, mağdur çoğu zaman sesini çıkarmaz.
Ve çoğu zaman ebeveynler “çocuk bütün gün tabletle oynuyor, keyfi yerinde” sanır.


Oysa o sessizlik, bir çığlığın susturulmuş hâlidir.


Çocuk ekran başında saatlerce vakit geçiriyor olabilir ama o ekranın içi bizim bildiğimiz kadar güvenli değildir. Orada yaşanan bir mesajlaşma, bir yorum, bir görsel paylaşımı; bir çocuğun özsaygısını yerle bir edebilir.
Bu durum sadece psikolojik değil, somut sonuçlar da doğurabilir:
🧠 Okul başarısında düşüş,
🧠 Sosyal izolasyon,
🧠 Uyku problemleri,
🧠 Ve ne yazık ki depresyon ve intihar girişimlerine kadar giden trajediler…


📌 Peki ne yapmalı?
• Öncelikle çocuğunuzun dijital dünyadaki varlığını tanıyın. Hangi platformlarda vakit geçiriyor, kimlerle konuşuyor, hangi içerikleri izliyor?
• İletişiminizi açık ve yargılamadan kurun. Onlara, bir sorun yaşadıklarında yanlarında olacağınızı hissettirin.
• “Bana her şeyi anlat” demek yerine, “Bugün seni güldüren ya da üzen bir şey oldu mu?” gibi içten sorular sorun.
• Ve en önemlisi, dijital dünya konusunda siz de eğitimin bir parçası olun.


Çocuklarımız dijital dünyada yalnız kalmasın. Çünkü sanal zorbalık, sanal değildir. Gerçektir. Ve gerçek hayatlarını etkiler.


Çocukların fiziksel sağlığı kadar dijital güvenliği de ebeveynlerin sorumluluğudur. Göz teması kuramayan, içine kapanan, sürekli kulaklıkla gezen çocuklara sadece ‘tabletini bırak’ demeyin; ekranın ardında ne yaşadığını da sorun.

Tüm yazılarını göster