Alperen Bulanıkoğlu'nun şüpheli ölümü! Müge Anlı'da yürek yakan feryat | Evi komşu mu yaktı?
Müge Anlı ile Tatlı Sert programında Kastamonu'nun Tosya ilçesinde meydana gelen ve 16 yaşındaki Alperen Bulanıkoğlu'nun hayatını kaybettiği yangın gündeme geldi. Geçtiğimiz ay Tosya'nın Bürnük köyünde çıkan yangında üç ev tamamen yanarken, 16 yaşındaki Alperen Bulanıkoğlu'nun cesedi enkazda bulundu. Alperen'in ailesi yangının köyde husumetli oldukları bir kişi tarafından çıkartıldığını iddia ederken, o komşu canlı yayına bağlanarak iddiaları reddetti.
Kastamonu'nun Tosya ilçesine bağlı Bürnük köyünde geçtiğimiz ay, Erdoğan Sivrioğlu'na ait evde henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen yangın, bitişikteki iki eve de sıçradı.
Vatandaşların haber vermesi üzerine bölgeye Orman Bölge Müdürlüğü ve Tosya Belediyesi itfaiye ekipleri sevk edildi. Kontrol altına alınan yangında üç ev tamamen yandı.
16 yaşındaki Bulanıkoğlu'nun anneannesi Aliye Sivrioğlu programın başında sinir krizi geçirirken feryatları yürekleri yaktı.
Müge Anlı olayı şu şekilde anlattı:
Olay günü evde yaşayan anneanne Aliye Sivrioğlu, baba Burhan, anne Gülseren ve oğulları küçük Erdoğan Ege, muayene için Çankırı Devlet Hastanesi'ne gidiyor. Aile hastanedeyken komşuları Zeynep Çataloğlu anne Gülseren'i arayıp 'Abla eviniz yanıyor koşun gelin Alperen içeride kaldı" diyor. Bunun üzerine aile köylerine dönüyor. Aile, köye vardıklarında evlerinin neredeyse yakılıp yıkıldığını görüyor. Alperen de yıkıntının içerisinden çıkamayıp hayatını kaybetti.
Olay yeri incelemeler yapıyor ve yangının evin içinden çıkmadığı samanların olduğu ahırdan çıktığı belirleniyor. Ancak yangının çıkış nedeni tespit edilemiyor.
Köyde ailenin husumetli olduğu bir kişi var. Aile ve köylünün iddiasına göre bu kişi kızdığı kişilere vandallık yapıyor. En son bu aile ile o kişi arasında bir arazi anlaşmazlığından dolayı husumet oluyor. "Bizim evimizi yaktı çocuğumuz da içinde yandı" iddiasıyla buraya geldiler. Gerçekten çok zor.
Anne Gülseren "Normal çıkan bir yangın değil. Kasıtlı yapılmış bir şey. Evimizi kundakladılar. 1 saat içerisinde hiçbir şeyi kalmadı benim çocuğumun. Köyde Yaşar diye bir adam var. Arazi meselesi yüzünden kaç sefer üzerimize yürüdü bize saldırdı. Anneme küfür etti. Bu adam sürekli bizimle uğraşıyor. Saldırmaya çalışıyor. Bizim bahçemizdeki hortumlarımızı da kesti. Başka bir komşumuzun çeşmesini kırdı. Köyde herkese yapıyor. Patlamaya hazır bomba gibiydi. Patladı benim ocağımı ateşe düşürdü. Aynı gece havuzun suyunu da kesmiş. Benim oğlumun yandığında yangın vanaları bile çalışmıyormuş. Ben bu adamdan şüpheleniyorum. Bizim başka husumetlimiz yok." dedi.
Baba Burhan, "Yangın çıkarabilecek herhangi bir unsur yok. Elektrik panosu bizim kapının önündeydi. Orası bile biz gittikten sonra yandı. Yangın zaten samanlıkla ahır olduğu taraftan çıkıyor. Evden çıkmamış. Kısa sürede yangının eve geçmesi imkansız bir şey. Bizim vardığımızda aradaki toprak bile yanıyordu. Benim evimi benzinle mi, tinerle mi yaktı bilmiyorum ama yaktığına eminim." İfadelerini kullandı.
Evi kundakladığı iddia edilen Yaşar Bey de programa telefonla bağlanarak açıklamalarda bulundu.
Yaşar Bey, "Şuanda televizyonu açtığım anda şok oldum. Evet bizim onlarla bir olayımız var. Yer davamız var ama ufak bir dava. 'Yaşar oraya kavak dikmiş biz orayı sökmedik' diyorlar ama benim orada tapulu arazim var. Bir altı da onların. Onların da kendi tapulu arazileri. Ben arazime kavak ağacı dikiyorum daha önce de dikmiştim. Kendileri benim kavak ağaçlarımı kuruttular. Elleriyle söküyorlar. Köy yerinde bu sınır davaları bitmez genelde. Eskiden beri olan bir şey. Kendilerini temize çıkarmak istiyorlar. Bahsedilen arazi benim tapulu arazim. Hep beni karalıyorlar. Talihsiz bir olay keşke köyün bütün evleri yansaydı da o rahmetli çocuk hayatta kalsaydı. Ben arazime bakamayacak mıyım? Bütün herkese beni sorun. Köy yerinde ufak tefek komşularla tartışmalar olabilir." dedi.
Yangından sonra bir hafta yemek yiyemediğini söyleyen Yaşar Bey sözlerine şu şekilde devam etti:
"Allah şahidimdir. Ben epilepsi hastasıyım. O saatte ben kalkmamış oluyorum. Eşim de annem de beni kaldırmaz. Onların çatıları yanıyor samanlıkları ayakta. Kendileri gece kaçta hastaneye gitmişler. Açıklarını kapatmak için karşı tarafa suç atıyorlar. Gece kaçta hastaneye gittiğiniz de belli değil. O saatte ben neredeymişim? Köyde herkes benim şahidimdir. Ben ailenin evi yaktığını söylemiyorum. O çocuk 16 yaşında sigara içiyordu. Ben bir hafta yemek yiyemedim. En yakınlarına sorun. Bir çocuk öldü. Benim de çocuğum var."
